Saha uygulaması en yaygın olan mesleklerin başında gelen tarım, araziden, laboratuvardan ve sahadan uzak gelişme gösteremeyeceği gibi uygulanan iş ve işlemlerinde yerinde görülmeden anlaşılamayacağı bilinmelidir.
Tohumdan ürüne, tarımda tüm aşamalar bilinmesine rağmen bu aşamaların gerçekleştirilme şekli, yaşananlar, emekler ve sonuçta ortaya çıkan ürün ile bu ürünün değerlendirme süreci, pazarla ve tüketiciyle buluşma süreçlerinin kamuoyuna duyurulmasında yaşanan aksaklıklar bir türlü çözülemiyor. Daha doğrusu işin hacmine göre kamuoyu ile aksaklık yaşanacak kadar bir paylaşım bile gerçekleşmiyor, ya da hedef kitleye ulaştırılamıyor. Dolayısıyla tarımsal üretimin geçtiği aşamalar ve tarımın mutfağındakiler kamuoyunca çokta merak edilmiyor. Pe ki bu merakı kim uyandıracak? Nasıl uyandıracak?
Tarımı tanıtmak ve farkındalık oluşturmakta kaynaklar eksik mi kalıyor?
Ülkemizin en eski ve en tecrübeli teşkilatları arasında sayılan tarım teşkilatı, teşkilat yapısı açısından eksiksiz bir kuruluştur. İnsan hayatında değeri büyük; en küçük hacimlisinden en büyük hacimlisine kadar canlı-cansız tüm materyallerin işlenerek ürüne ve gıdaya dönüşümü sürecinin her alanına karşılık gelen bir veya birden fazla birim kurulmuş ve imkanları sağlanmıştır. Hatta bütün bunların tanıtılmasında ve kamuoyuna ulaştırılmasında rol verilmiş; tarımı anlatan TV, tarımsal faaliyetleri gündem eden ve tüm mesaisini tarımı tanıtmaya ayırmış yüzlerce çalışan ve faaliyet gösteren Eğitim ve Yayım alanında tam teşekküllü kuruluşlarda mevcuttur.
Tarımda üretim var, üretim süreci ile ilgili tüm aşamalar var, bilimsel ve uygulama alanında yüzlerce çalışmalar sürekli akmakta, bu işlemleri gerçekleştiren, ülkenin her tarafında, en küçük birimine kadar teşkilatlanmış bir yapı var; yani kaynak gani, hem de gerçek ve somut! Başınız çevirseniz kaynak! Ama kamuoyu bunun ancak yüzde onunu, gerçek mahiyetiyle duyabiliyor veya görebiliyor!
Tarıma emek vermeyen tarımı ne kadar tanıtabilir?
Tarımsal alan insanlığın vazgeçilmez alanı olmasının dışında hem eğitim, hem tanıtım, hem de örnekliktir. Bilimsellikle, kamuoyuna duyurulacak bilgi ve görsel yönleriyle de tam bir derya denizdir!
Tanıtılmalı ki, yapılanlar bilinsin! Tanıtılmalı ki, eksiklikler-fazlalıklar görülsün! Tanıtılmalı ki, dersler çıkarılsın! Tanıtılmalı ki, güven oluşsun! Tanıtılmalı ki, tarım gelişsin.
Tarımı tanıtan, tanıttığını bilecek, değer verecek, önemli görecek! Bunun içinde tarımın içinden gelmiş olacak, tarımsal işlemlerin geçtiği aşamaları yaşamış, emek vermiş olacak!
Tarım emektir, zihni ve bedeni bir emektir. Emek verenle, emek vermeyenin tanıtımı, anlatımı bir olmaz, gerçek değerini ifade edemez.
Bu tanıtım ve kamuoyuna sunum işini, bilen yapmalı ki bilmeyen yapıp ta eksik kalmasın! Güzel çalışmalar, tarımsal değerler atlanmasın, unutulmasın!
Gün boyu laboratuvarda çalışan, tarlada, bahçede çalışan, emek veren, araştırma ve buluş yapan tek başına tanıtamaz. Birilerinin onu mikrofonla, kamerayla, deklanşörle buluşturması lazım. Teşkilatta bu buluşmayı gerçekleştirecek yapı mevcut ama bu buluşma eksik ve aksak gidiyor. Hedef kitleye yeterince ulaşmıyor. İletişim ve akışta kopukluk yaşanıyor.
Tarım doğru zeminde ve daha etkili bir şekilde gündem edilmeli!
Eski Türk filmlerinde bile her ne kadar olumsuz örnekler ağır bassa da, tarım bugünkünden daha çok işleniyor, tanıtılıyor. Bugün ne bir dizide ne bir filmde mekan olarak olmasa da, konusu tarım ağırlıklı olarak işlenmiyor.
İşi sadece tanıtmak, duyurmak ve kamuoyunu bilgilendirmek olanlar bunu gereği gibi yapmayınca her birim kendi imkanları ile çalışmalarını duyurmaya ve farkındalık oluşturmaya çalışıyor. Böyle olunca da istenen ve beklenen verim alınamıyor, eksiklikler, aksaklıklar yaşanıyor, kademeli, düzenli, sistemli gelişme sağlanamıyor. Kısacası un var, şeker var, yağ var ancak yapılan helvanın tadı yok!
Tarımda gelişmenin, ilerlemenin, üretmenin dallanarak artması, israfın önlenmesi, değişimin ve gelişmenin olması, çalışmaların sonuçsuz kalmaması için doğru tanıtıma, etkili bir farkındalık oluşturmaya her zaman ihtiyaç vardır.
A.İhsan Nasuhbey