Fail içerdense cenaze törenindedir!

İran Cumhurbaşkanı Reisi’yi taşıyan helikopterin neden düştüğü henüz netlik kazanmadı. Kazandırılmak isteniyor mu o da belli değil… Resmî açıklama suikast, sabotaj olasılığından ziyade hava koşullarından kaynaklı kaza olduğu yönünde. Ama gerçekten öyleyse bile hava koşulları dışında bu kazanın olmasını zorlayan her şey var… Ambargodan dolayı yedek parça sıkıntısı yaşayan İran’ın Cumhurbaşkanına VIP hizmeti veren teknik donanımı yetersiz ABD yapımı çok eski bir helikopter, zorlanan taşıma kapasitesi, meteorolojik şartların olumsuzluğuna rağmen uçuş rotasının onaylanması gibi geliyorum diyen sıra dışı bir kaza durumu söz konusu. Aynı sıra dışılıklar kaza yerine ulaşma, müdahale, kurtarılma aşaması için de geçerli… Sanki kurtarılmama, bulunma sürecini uzatalım hayatta kalma şansı azalsın hesabı yapılmış gibi. Mesela ilk açıklamalar Reisi ve beraberindekilerin yaralı olduğu şeklindeydi, saatler ilerledikçe ise umutlar tükendi. Çok geç kalınan yardım talebinin ardından helikopterin enkazını Türkiye’nin gönderdiği Akıncı TİHA bir saat 45 dakikada tespit etti, İran’a olay yerinin koordinatlarını verdi. Yardım talebindeki bu gecikmeden kaynaklı geçen o kadar süre içerisinde varsa yaralı olanlara ulaşılamaması nedeniyle ölümler olma olasılığı da yüksek elbette. Nitekim İranlı bir yetkili Tebriz Cuma İmamı ile ilk başlarda iletişim kurulabildiğini anlattı, dolayısıyla kasıtlı gecikme iddiaları veya kaza sonrasında ölümlere başka unsurların müdahil olma durumları gibi daha başka komplo teorileri de tartışılıyor…

★ ★ ★

Yani bu doğal şartlarda gelişen bir kaza olsa bile tehlikeye atma iradesi de var sanki… Tercihler istenmeyen durumun yaratılmasını işaret ediyor hep. En başta da o hava koşullarında risk oluşturacağını bile bile helikopterin kalkmasına, izin veren, uçuştan kısa bir süre öncesindeki rota değişikliğini onaylayan kişi ya da merci açısından. Bu alenen sabotaj gibi bir kazanın yolunun açılma kuşkusu içeriyor… İstihbarat ve güvenlik baskılarıyla tanınan bilinen, normalde gazetecileri hiçbir yere sokmayan İran’ın böyle bir olayda kapılarını açması da şeffaflıktan çok bu kuşkuları giderme adına “gelin buradaki doğa şartlarını görün bakın dışarıdan müdahale değil normal bir kaza olduğuna sizde tanıklık edin” anlamında zaten. Nitekim olay yerine giden yerli, yabancı tüm gazeteciler doğa ve hava şartlarının zorluğunu vurguladılar ağırlıkla… Hal böyle olunca da İran’ın olayın gerçek nedenini araştırmaya pek fazla odaklanmadığı, böyle bir niyetinin olmadığı da ortada. Zira sabotaj ya da normal bir kaza neyse ne böyle bir durumda ne yapılması gerekir öncelikle? Enkaz mahalline olay yeri inceleme araştırması yapılmadan kimseyi sokmamak. Herhangi bir delil yok olmasın, olaydaki sis perdesi ortadan kalksın diye…Ama herkes olay yerindeydi ve enkazın arasında dolaştı, hatta enkazdan hatıra parçaları alındığı iddiaları dahi oldu!

★ ★ ★

Bu vahim olayla ilgili akıllarda olağan şüpheliler ABD ve İsrail’in parmağı olabilir mi sorusu da var elbette. Evet her ikisi de asla alakamız yok dediler ama olsa da “biz yaptık” demezler zaten. Böyle bir durum savaş demek çünkü…Dolayısıyla sabotaj ihtimalini güçlendiren emareler varsa ya da İran içinden kasıtlı bir durum söz konusuysa çok sınırlı sayıda kişinin bunu bildiği net. Onlarda “milletçe görevimizi yaptık, saygıyla anıyoruz” diye yas havasında cenaze törenindedir büyük olasılıkla! Yani öyle ya da böyle bir fail durumu varsa da sis perdesi kalkmayacak gerçeği kimse öğrenemeyecek. Devlet yetkilileri olay budur diyecek herkes onu öyle kabul edecek…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir